HER YOL MUBAH SAYILIYOR…

 Demokrasi dışı yöntemler kullanılıyor ve uygulanıyor. Kazanmak için  her yol mubah sayılıyor. Başarmanın yolları sinsice ayarlanıyor. Rakiplere üstünlük sağlamak için bazı siyasi partiler ,  ahlak dışı kavramlara baş vurmaktan geri durmuyor. Seçimleri kazanmak uğruna her şey yapılıyor. Göreve geldiklerinde fakiri ,  fukarayı, yoksulu ve garibanı görmeyen adaylar; seçim öncesi yoksulun ve garibanın kapısını çalıyor. Seçimler öncesi verilmeyen yardımlar, bu dönemde çat kapı dağıtılıyor. Devletin  sosyal imkanları ,  oy gelecek hanelere peşkeş çekiliyor. Ahbap çavuş ilişkileriyle yardımlar hızlıca ulaştırılıyor. Dostlar nasıl olsa oy verir dedikçe; o oylarda başka partilere kayıp gidiyor.

YARDIMLAR ETİK DIŞI..

Genel olarak bu sosyal yardımlar Anadolu da fazlaca kullanılıyor. Siyaseten pozitif sonuçlar elde ediliyor. Batı illerine göre halkın refah seviyesi daha düşük olduğu için;  bu tarz yardımlara ilgi yükseliyor. Maalesef yardım şekillerinin  etik veya etik dışı olması umursanmıyor. Küçük şeyler için büyük oylarını değiştiriyorlar. Bu  tarz sebeplerden dolayı kalkınmada ve ilerlemede başarı elde edilmiyor. Haiz olmayan adaylara küçük yardımlar için oy kullanıyorlar. Meydanlarda bir oyuncak dahi dağıtılsa;  almak için kargaşa ve kavgalar ediliyor. Yanlışlara karşı direnç gösterilmiyor. Araştırmadan ve sorgulamadan oy kullanılıyor. Değişimlere karşı duruş sergileniyor. Siyasi partilerin hataları dahi değerlendirmeye fazlaca alınmıyor. 5 yıl boyunca yapılan hatalar  yardımı kapıda  görünce unutuluyor.

SOSYAL DEVLET ANLAYIŞINA TERS İŞLEM…

Sosyal devlet anlayışında eşit , adil olarak yardım etmek hakkı vardır. Devlet yoksul ve fakir olan vatandaşına sahip çıkmak zorundadır. Bu yardımın  oy uğruna yapılması etik dışıdır. Seçimler öncesi yürürlüğe konulması yanlıştır. Kömürler Anadolu’da  dağıtılıyor. Erzaklar kolilerle ayarlanıyor. Kitlesel oyu olan gruplara ise paralar gizlice veriliyor. Türk usulü seçimlere gidiliyor. Türkiye’nin demokrasi anlayışı da böyledir. Herkes işine geldiği yerden ve pencereden okumaya çalışıyor. Fayda ve menfaat  neredeyse  demokratik değerler ve kanunlar ayaklar altına alınıyor. Türkiye’de  bu görüntü kirliliği  sosyolojik bir vaka ve   travmadır İnsanlık değerlerinin kaybolmasıdır. Parayla oyunu değişen insanların toplumun ilerlemesine, kalkınmasına, çağdaş medeniyetler düzeyine yükselmesine  bir fayda sağlaması mümkün değildir.

DEMOKRASİ  ÖLDÜ…

 Özellikle Anadolu’da demokrasi diye bir kavramın hükmü yoktur. Partiler tarafından demokrasi  kalkan olarak kullanılır. Anadolu ‘da demagoji ve ironi sanatı prim yapıyor. Halkı kandırmak, oyalamak ve korkutmak için en ideal yöntem budur.  Cebe giren şeyin değeri anlık önemlidir. Türkiye’de  çözümsüzlüğün  gizli noktası buradadır. Demokrasi kültürü iç kesimlerde çok düşüktür. Partili başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte zaten demokrasinin 24 Haziran seçimlerinde defin işlemlerini millet olarak yaptık. Demokrasi sözde ve dilde kaldı. Türkiye itaat ve biat kültürüne geri döndü. Ülkemiz zirveye çıkarken, başkanlık hayranları tarafından  geri düştü. Şahlanma yerine dibe çakıldı. Adalet sistemi felç oldu.

KÖMÜR İNSANLARI ZEHİRLİYOR…

Bu kömürü kimse sevmez. Kömür insanları sinsice zehirliyor. Zahiren faydalı görünse bile içerden kanser gibi insanları sarıyor. Anadolu’da kömür kanser etkisi yapıyor. Kömüre sarılan ve onu bir umut ışığı zannedenler büyük bir yanılgının içerisindedirler. Küçük bir kömüre karşı büyük gelecek değişilmez. Kömürün peşinde koşanlar ülkenin ve milletin refahını, birliğini , dirliğini ve geleceğini  düşünmek zorundadır  Bir kömür uğruna haiz , mümeyyiz , temyiz gücü olmayan ve başarısız insanlara oy kullanmayınız. Kömüre sarılmayınız. Kömür aşkı sizi perişan edebilir. Kömür ve yandaşlarına oy vermeyiz. Bu şartlardan ve kriz ortamından daha kötüsünü istiyorsanız  tercih hakkı sizlerindir. Fakat sizlerin arasında bizlerde yanmak istemiyoruz. Siz kömürü yakın ve kurtulun.