KURTLARLA DANS ŞOVU
ABD’nin Oyuncağı Olduk!
Yazımıza başlamadan önce Suriye’de şehit olanlara Allah’tan rahmet, acılı ailesine sabır diliyorum. Peki yanlış politikalar nedeniyle akıllandık mı? Tabi ki hayır. Elin adamı kalkıp “Şehitlerimiz” diyebiliyor. Resmen aklımızla dalga geçiliyor.
Dış politikada olağanüstü gelişmeler yaşanıyor. Anlaşmalar rağmen askerlerimize yönelik saldırılar yapılıyor. Soçi ve Astana mutabakatı askıya alındı. Taraflar arasındaki çatlak ortaya çıktı. Türkiye’nin izlediği dış politika Rusya ve İran’ı arka planda rahatsız etti. Rusya ve İran Türkiye’ye Suriye politikasında ayrışıyor.
AKILCIL POLİTİKA YOK…
Siyasal iktidarın Kasım Süleymani’nin hunharca öldürülmesine yönelik tutumu İran’ı, ABD destekli Kanal İstanbul projesi Karadeniz de Rusya’yı rahatsız etti. Erdoğan’ın iki davranışı tarafların Suriye politikasına yansıdı. Suriye’de ittifakı çökmesine ve darbe almasına neden oldu. Saldırıların fitilini ateşleyen gerçekler.
Türkiye bir taraftan ABD ile ikili politika yürütürken , diğer taraftan Rusya ve İran ile ikili dış ilişkiler ve ittifaklar kurdu. İkili oyunun kurbanı oldu. Bir elde iki karpuz taşmaya çalıştı. Herkese yeşil ışık yakmanın bedeli ağırlaştı.
GERİLLA TAKTİĞİ YIKIYOR!
Bir ülkede irili ufaklı gruplara destek veya yardım etmek rasyonel politika olamaz. Bir grubu sevmek veya sempati duymak onlarla kol kola yürümek anlamına gelmez. Bir devlet güçlü olsa kendi topraklarında hiçbir devleti istemez. Suriye rejimi haklı ya da haksız olabilir. Ancak rejim yıkıldığı gün, Suriye parçalanır ve bölünür. Eli silahlı gruplar Suriye’nin bütünlüğünü sağlayamaz. Gerilla taktikleri ile devlet inşa olunmaz. Sadece kan akar. Masum insanlar piyon gibi kullanılır. Irak, Mısır ve Libya’da liderler yıkıldı. Barış, huzur ve güvenlik hiç yok. Dış politika piyon, maşa ve çakallar ile yürütülemez. Fırsat yakalandığında tilki tilkiliğini, yılan yılanlığını, köpek köpekliğini yapar. Özetle sahada gerçek karakterler ortaya çıkar.
DİPLAMASİDE SINIFTA KALDIK
Erdoğan’ın en büyük paradoksu ve yanlışı vaktinde etkin rol takınmaması. Süleyman Şah Türbesi’ni korumayan ve güvenliğini almayan bir iktidar; İdlib’in dağlarında askerlerimiz şehit oluyor. Kim ve Niçin? Süleyman Şah meselesi büyük bir haklı dış politika kozu idi. Türkiye bu kozu vaktinde doğru kullanamadı. Politik hamle yapamadı. Ordumuzun görevi yabancı bir ülkenin köyünü, kasabasını ve ilinin güvenliğini sağlamak olamaz. Topraklarımıza ve askerlerimize yönelik saldırı halinde savaş suçu sayılır. Kararlılıkla gereği yapılır. Milletimizin ve ordumuzun gücü buna yeter.
AYIDAN POST OLMAZ...
Türkiye’nin baş düşmanı şeytan ABD yine iş başında. Emperyalist ve siyonistlerin çıban başı olan ABD; Türkiye’ye yeşil ışık yakıyor. Terör örgütlerine yardım ve yataklık eden katil ABD. Gerçek katil ve sinsi düşman bir devlet. Zalim bir devlet. Darbelerde baş rol, savaşların tek aktörü. Şimdi Suriye’de akıl hocalığına soyunuyor. İki yüzlü, kafirler ve zalimlerden dost olmaz. Onlar ancak birbirlerinin dostudur. Ne yazık ki bizimkiler onları saraylarda ağırlıyor. Ayakların altına kırmızı halılar döşeniyor. Sempatik fotoğraflar ve gülücükler servis ediliyor. Sözde dost özde düşmanları ne yazık ki saraylarda ağırlıyoruz.
Sözün özü, ABD’nin hain sözlerine kulak asılmaz. Onlara itibar edilmez. Yol yürünmez. Arkadaş ve dost olunmaz. Politikalarına hiç güvenilmez. Tüm ezilenler, mağdur olanlar zalim ABD karşı ittifak etmek zorunda.
BİR CEVAP YAZ