Dünya fanatizm, holiganlık ve paranoya karşısında çaresiz... Tüm Dünya toplulukları bir sınav halinde. Haberleşmenin ve bilgi çağının zirve yaptığı bu dönemlerde; dünya milletleri hak , adalet ,hukuk , bireysel ve toplumsal yaşam hususlarında kötü bir döneme şahit olmaktalar.

Toplulukların bir çoğunda saygı , sevgi ve tahammül duygusu kaybolmuş durumda. Topluluklar büyük çoğunlukla ;hak yolundan çıkarak yanlış yolda ilerlemekte. Kur’an ve sünnete sarılmayan milletler, yer yüzünde şiddet , aşırılık , saldırganlık ve bozgunculuk noktasında doruk noktaya ulaştı. Bireyler birbirlerini sıçrama tahtası olarak kullanmakta. Sivil toplum kuruluşlarının aşırı güçlenmesi ve bireysel kapitalizmin artışı; devletleri etki altına almakta.

Aşırı sevgi ve sempatinin varlığı, cemiyet içerisinde şiddeti , radikalliği ve fanatizmi körükleyen yegane sebeptir. Dünya devletleri sanat , spor ve siyaset alanındaki fanatizmi engelleme noktasında güçlük çekmekteler.

 Aşırı fanatiklik, tedavisi mümkün olmayan derin yaraları doğurmakta.

Aşırı fanatizm ,toplumsal olaylarda holiganlığa varan sonuçlar doğurmaktadır. İnsanların birbirlerini ayıplaması ve ayırt etmesine kadar varan neticeler içermekte.

Aşırı fanatizmin körüklediği holiganlık demokratik ülkelerde bile demagogların türemesine ve oligarşiye dönüşmekte. Otoriter güce ve sermayeye sırtını dayayanlar şiddete , holiganlığa ,fanatizme sarılıyor. Malum halk üzerinden krallık peşinde koşuyorlar.

Cehaletin yoğun olduğu, eğitim ve öğretim verilerinin az olduğu ortamlar da; fanatizm holiganlığa, holiganlığın radikalizme, radikalliğin oligarşiye, oligarşinin diktatörlüğe vardığını görebiliriz. 

Diktatörlüğün olduğu bir çok ülkede ise,  insanların bir çoğu paranoyak hale gelir. Paranoyak olan insanların bir çoğu karşıdaki şahısları düşman olarak görürler. Toplum içerisinde yüzlerce kıskaçlık, megalomanlık, suçluluk ve şehvet paranoyaları ortaya çıkar. Tüm paranoyaklar olaylara şüpheyle bakarlar.

    Bu paranoyakların ortak özellikleri hırçın, kıskanç , geçimsiz, inatçı ve kinci olmalarıdır. Kömür gibi zehir saçarlar. Yılan gibi milleti sokarlar. Hasta ruhlu psikotek kişilerdir.  Bu tarz insanlardan uzak durmak gerekir. Fanatizm hastalığına bulaşanların bir çoğu paranoyak gruptadırlar. Paranoyaklar, komplo teorisi ve senaryo çizme noktasında mahir insanlardır. Toplum içerisindeki olaylar karşısında yoktan yere çeşitli anti fikir, düşünce, şüphe ve kuruntu çıkarırlar.

 Bu paranoyaklar genelde hayal türeten ve hayallerinin gerçeğe dönüşmesini bekleyen tiplerdir. Kısacası sıkıntılı kişilerdir. Bu paranoyaklarda aşırı saplantılar ve aldatılmış duygusu hakimdir. Bu insanlar kendilerinin aldatıldığını ve sömürüldüğünü düşünürler . Aslında herkesi kullanan ve kullanmak isteyenlerde bunlardır.

Takıntılarının ve şüphelerinin peşinden ömür boyu giden insanlardır bu zavallılar. Toplum için en tehlikeli hastalardır bunlar. Bunların kahrını çekmek çok zordur. Bu hastalar, peygamber olduklarını, mehdi olduklarını ya da insanları kurtaracak biri olduklarını iddia ederler. Oysa beş para etmez tiplerdirler. Bu kişiler telkinle etrafına birçok insanı toplayabilir. Dikkat çekmeyi başarırlar. Bilinçsiz insanları peşlerinden sürüklerler. Kendisine engel olmak isteyenlere zarar verebilir, kötülük edebilirler. İnsanlarla miting yapar, gösteriler düzenlerler. Bu kişiler bazı durumlarda büyük bir yönetici konumuna gelebilirler. Bu makama geldiklerinde sadece kendilerinin akıllı olduğunu var sayarlar. Yöneticilik vasfını kaybettiklerinde psikolojik hastalığa sahip olurlar. Yani paranoyakların sonu kötüdür. Bu psikotik depresyonlu paranoyaklar bazen takıntıları sebebiyle toplumda cinayet bile işlerler. Kendilerinden başka kimsenin başarmasını istemezler.

Başarılı insanları ;paranoyaklar kıskanırlar. Çevresindeki insanların iş, ev , araba, mal ve mülk sahibi olmasın hiç istemezler. Sevilen insanları gördükçe öfkeyle, şiddetle saldırganlığa baş vururlar.

 Sevilmeyen insanlar sevilen insanları toplum içerisinde gördükçe egolarına yenik düşerler.