BAŞINA BUYRUK / MÜTEFERRİD ANLAYIŞ
EMİR DEMİRİ KESERSE !
Siyaset sahnesinde oyun çok... Kusursuz(!) oyunla vatandaş siyasal iktidar partisine o kadar güvenmişti ki; ne iş tutsalar ve yapsalar, adeta itaat ve biat edildi. Ayak oyunları ile halk ikna edildi. Oyunlara kılıf hazırlanarak yeni senaryolar yazılıp çizildi. Film başladı... Sistem değiştirildi. Ucube yönetim modeli devreye girdi. Sahneye tek adam aktör olarak çıktı. “Kral benim” dedi.
KİM KİME, DUM DUMA!
Kral bu! Keskin dişlerini göstermeye başladı. Haşinliği, sertliği, yırtıcılığı ve ürkütücülüğü ve korkutuculuğu etrafı sarar. Aslan’a kimse karşı gelemez. Dikenli dili, sert ve öfkeli bakışları ve kuvvetli pençeleri çevreye korku salıyor! Bir takım sonradan görmeler de kendilerini kral görüp, aslan kesiliyorlar. Aslan “ormanın kralı benim” derken, birileri de “bu ülkenin kralı benim” diyor. “Buralar hep benim, burada benim borum öter” diyor. Aslında Abbas yolcu, fakat farkında değiller. Dayatma, sindirme ve baskı politik başarı getirmez. Yalana, talana ve yolsuzluğa bulaşan bir iradenin uzun vadeli olması güçtür. Yaşadığımız sorunların çoğu keyfiyete dayalı bireysel politik uygulamalar. Erdemlilerin dışlandığı, kötülerin iş başına atandığı bir dönemde; ilkesiz, liyakatsiz, imtiyazlı ve haksızlıklar ülkeyi yol geçen hanına çevirdi. İç meseleleri dışarıya, dış sorunları iç meselelere empoze edenler bir çıkmazın eşiğinde.
ALTIN TEPSİDE İKRAM...
Ülke resmen dış ve iç sermaye gruplarına peşkeş çekiliyor. Ülkenin en güzel yerleri yabancılara servis ediliyor. Milli tank palet fabrikası yabancı bir şirkete kılıf hazırlanarak veriliyor... Anadolu’dan ses çıkmıyor. Kanal İstanbul Projesi yabancılara arazi satışı ve konut yapımı için dizayn ediliyor. Yabancı kanallarda tanıtım ve satış yapılıyor. Ticari alanları hedefleyen yabancılar şehirdeki yaşamı, huzuru ve güvenliği derinden etkiliyor. Yabancılar fiyat artışlarına sebep olurken, yaşam koşullarını da iyice zorlaştırıyor.
MİLLİ İRADE YERLERDE!
Erdoğan ‘emir demiri keser’ mukabilinden hareket ederek milli iradeyi hiçe sayıyor. Kentin Belediye Başkanını devre dışı bırakması İstanbul halkının iradesine büyük bir saygısızlıktır. İstanbul projeleri tüm belediye başkanlarının ve yönetim kadrolarının yetki ve sorumluluk alanındadır. İstanbul halkını bizzat ilgilendiren bir konudur. 75 milyar dolar harcanarak, 2 milyon nüfus artışına ve trafik yoğunluğuna sebep olacak bir şekilde yapılması şehri yaşanmaz bir hale sokar. Nüfusun azaltılması gerekirken, çoğalmasına neden olacak eylemlerden kaçınılması gerekir. Yabancılara arazi satışı derhal durdurulmalı. Bu gidişat uzun vadede ülkeye büyük zarar açabilir.
Halbuki, 75 milyar dolar ile Anadolu’da binlerce fabrika kurulur. Yatırım yapılır. İstihdam çoğalır. Göç azalır. Anadolu’da tarım, turizm, hayvancılık ve sanayi üretimi artar. Ticaret gelişir. Anadolu güçlenir. Aileler zenginleşir. Anadolu şahlanır. İhracat yükselerek ithalat azalır. Ticaret hacimleri genişler. Cari açık azalır. Memleket büyür. Kalkınma hızı artar. Refah ivmesi yükselir. Ülke kazanır. Türkiye daha hür ve bağımsız politika izler. Emperyalist ve kapitalist güçlere karşı direnç artar. Dünyada ve bölgemizde daha güçlü ve etkili ülke konumuna geliriz.
Özetle Cumhuriyet döneminde yapılanları sata sata bitiremedik. Bari elimizde kalanlara sahip çıkıp “ülkemize yabancı” olmadan hareket edersek bizi kimse tutamaz...
BİR CEVAP YAZ