21.YÜZYILIN FİRAVUNU TRUMP
BUNAKLAR BİZİ YILDIRAMAZ... BİZE SİNEK GİBİ VIZ GELİR...
Milletimizi diz çöktürmek istiyorlar. Ülkemizin ilerlemesini karşı geliyorlar. Kalkınmamıza engel oluyorlar. Bu coğrafyada hainler ,siyasi , askeri ve ekonomik olarak güçlü bir Türkiye’yi istemiyorlar. Bölgesin de söz sahibi olan bir Türkiye istemiyorlar. Devletimizin savunma sanayinde hamle üstüne hamle yapmasına karşı geliyorlar. Kapsamlı bir şekilde ülkemize saldırıyorlar. Geçmişte olduğu gibi ağır şartlar koşuyorlar. Askeri ve ekonomik yaptırımlar uyguluyorlar. İşbirliği yaptığımız bir çok ülkeye siyasi baskılar yapıyorlar. Trump ve ABD lobisi kalleşçe , kahpece ve insafsızca hainlik yapıyor. Bu çatlak adam kendince hesap , tuzak, senaryo ve kumpas kuruyor.
Şu bilinmelidir ki köpeklerin uluması gökteki aya zarar vermez. Rüzgarın yönünü değiştiremez. Güneşi, ayı durduramaz. Yürüyen dağları hiçbir tank ve topla delemez. Gemilerle deryaları dolduramaz. Bu yaşlı bunak adamın kafasındaki saçlarının sayısı kadar ömrü olsa Türk milletini yenemez . Bizi yıkmaya asla gücü yetmez. Biz, çakallardan ,sırtlanlardan ve kurtlardan asla korkmayız. Biz kükremiş sel gibiyiz. Bendimizi çiğner aşarız. Yırtarız dağları enginlere sığmaz taşarız. Hangi köpek bizlere zincir vuracakmış şaşarız.
BİZİ KİMSE YIKAMAZ....
21. yüzyılın firavunu TRUMP’tır. Bu tarz nemrutların havlaması bizim yönümüzü değiştirmez. Bu zalimlere karşı milletimiz tek yürek ve tek vücut olarak dimdik ayaktadır. Gezide geldiniz; topluca başaramadınız. Kobani eylemlerinde geldiniz başaramadınız. Mitingler yaptırdınız yine başaramadınız. Terör odaklarıyla birlikte saldırıya geçtiniz yine yıkamadınız. 17 ve 25 aralık ta operasyon yaptınız yine olmadı. 15 Temmuz darbesini yaptınız yine başaramadınız. Şimdi borsa üzerinden lobi faaliyetleriyle dolarla ezmek ve yıkmak istiyorlar ama asla başaramayacaksınız. Ava giden avlanır misali; bu oyunlar yankilerin sonunu getirecektir.
Böylesine bir dönemde maddi ve manevi gücümüzle devletimize desteğimiz sınırsızdır. Birlik ve beraberlik içerisinde bu ekonomik savaşı kazanacağız. Pusuda bekleyen hainlerin burnu yere sürtülecektir. Pis emellerine ulaşamayacaklar. Türk milletinin karşısında bir kez daha mağlup olacaktır.
YAPISAL HATALARIMIZLA YÜZLEŞMELİYİZ...
Ancak kendi yapısal hastalıklarımızı ve hatalarımızı biz kez daha masaya yatırarak çözümler üretmeliyiz. Risklere karşı önlemler ve çözümler noktasında etkin rol almalıyız. Değişimlere karşı daha dikkatli davranmalıyız. Dalaşmalardan ve savurganlıktan vaz geçleyiz Kendimizi kurtarmadan dünyayı kurtarma ruhundan bir geri adım atmalıyız. Bir başka devlete güvenerek atım atmak bazen risk içerir. İç ve dış güvenliğimizi kendi formüllerimizle icra etmeliyiz. Kendi varlıklarımız dahilinde çözümler ve politikalar üretmeliyiz. Açık düşman olan ABD ile tüm ilişkileri askıya almalıyız.Gerekirse içe kapanıp,radikal anlamda üretimi artırmanın ve her bireyi üretime yönlendirerek ; tıpkı Çin gibi dünyada ne varsa bizde üretmeliyiz.Bağımlılıktan her anlamda kurtulmalıyız. Komşu ülkelerle ilişkilerimizi milli menfaatler dahilinde düzenlemeliyiz. Dış politikada hiçbir ülkenin etkisinde kalmamalıyız.
D--8 ÜLKELERİ YETERİNCE ÖNEMSENMEDİ…
D-8 Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya başta olmak üzere kurulmuştu. Şer odaklarına karşı rahmetli Erbakan hocamız kurmuştu. Çetelere ve lobilere karşı güçlü bir birlik olarak kurulmuştu. Son 20 yılda D-8 ülkeleri yeterince dikkate alınmadı. Bu D-8 birliği büyük oranda ihmal edildi. Göstermelik bir şekilde göz ucuyla bakıldı. D- 8 ülkeleri daha güçlendirilmiş veya yeni ülkeler ilave edilmiş olsaydı ; bu gün durum daha lehimize olacaktı. Geçmişin rahatlığı gelecekte önümüze acı bir reçeteyle çıkıyor. Faturayı hepimiz misliyle ödüyoruz. Geçmişimizden ders almayan bir ülkeyiz. Refah-Yol hükümetinin yıkılışının benzer dayatması ; bu günün şartlarında yapılıyor. Şartlar değişim gösterse de düşmanın hedefi ve rotası aynıdır. 28 şubat döneminden ve 2001 krizinden ağır siyasi ve ekonomik bedeller ödedik. O dönemde ülkemiz kaybetti. Şimdi bu ambargoya boyun eğmeyeceğiz.
DIŞ POLİTİKA FERASET EHLİNİN İŞİDİR…
Dış politika bir öngörü ve kırmızı çizgiler üzerine kurulur. Milli menfaatler öncelikli olarak sıralanır. Devletin tüm kurum ve kuruluşlarının dahil edildiği çerçevede gizli kararlar üzerine yürütülür. Dış politika kararları ve davranışları ortalıkta konuşulmaz. Kongrelerde ve mitinglerde anlatılmaz. Ayak üstü dış politika sorularına cevap verilmez. Atılacak adımlar ve askeri eylemler basında çarşaf -çarşaf sergilenmez. Her toplantıda dünyaya meydan okunmaz. Dış politikada gizlilik bir prensiptir ve çizgidir. Bu çizgiden sapılırsa uyuyan düşmanlar uyanır. Böylece mücadele cephesi genişler. Devletin herkesle siyasi ve askeri olarak mücadele etmesi zorlaşır. Devletin kurum ve kuruluşlarının enerjisi ve potansiyeli azalır.
Düşmanlara karşı birlik olacağız. Bunda hiçbir şüphemiz yoktur. Ölümüne devletimizin yanındayız. Ancak hatalarımızı ve tutumumuzu tekrar gözden geçirmenin vakti çoktan gelmiştir. Farklı fikir ve düşüncelere saygı göstermek şarttır.
BİR CEVAP YAZ