Türkiye’de işler normal yürümüyor. Garip olaylar vuku buluyor. Artistlik yapanlar çoğaldı. Efelik taslayanlar sıkça görülüyor. Tepeden bakmalar ve keyfiyetsiz işler artış gösteriyor. Siyasal iktidarın arkasına sığınan kişiler her yerde kendi krallığını ilan ediyor.  

Evde karısına söz geçiremez , sokak ta Polat Alemdar oluyor 

Bir kuşak  ‘’ Baba ‘’ Filmini örnek alıp heder oldu. Yeni kuşak ise bindi bir alamete ,gidiyor kıyamete… 

Zerre miskal ödü yüreği olmayan ,sokakta bela arıyor. Mutlaka bir gün belasını bulup bu dünyadan göçüyorlar.  

Bir nevi racon kesiyorlar.  Egolarını tatmin ediyorlar. Kendilerini yerli ve milli görenler, karşısındakileri gayri milli gören zümreler çoğaldı. Sanki milli olmak babalarından onlara miras kaldı  

 Daha düne kadar ortalıkta görülmeyen kişiler, kendilerini bir halt sanıyorlar. Geçmişlerine bakmayan tipler, insanlara edep ve ahlak dersi veriyor. Altları bir eşelense , bir sele cücük çıkıyor. Her şeyi kendilerine mubah görenler, karşı cepheye dinsiz ,imansız ve hain damgası vuruyor. PKK liderinin mektubunu TRT  ekranlarında okutanlardan vatanseverlik dersi alacak değiliz. 

 Ben Platform Başkanıyım  

Sen neyin başısın ? 

Haramdan nemalanıp, insanlara kumpas kurup milleti sömürenler , istiyorlar ki bu düzen böyle gitsin. Bizler bu tiplerin korkulu rüyasıyız. Bu yüzden bizi hep sorgular ve nefret ederler. Kumpas, şantaj ve hayali fatura kesenler ,dini çok güzel sembol olarak kullanıyor. Fetö’ye kuyruk sallayanlar perde arkasında koyun güdüyor.

Demokrasinin katledildiği, hukukun yok sayıldığı,  ve adaletin bitirildiği bir dönemdeyiz. İktidara yaslananlar resmen kral kesiliyor. Hiçbir güç ebedi değildir. Güce dayanarak hayatını kurgulayanlar , gün gelir dayanacak ne kapı nede duvar bulabilir. Herkes hukuk kuralları içerisinde davranmak ve muamele yapmak durumunda. Milletin vergileriyle maaş alanlar millete efelik yapamaz.  

Kimse devlet gücünü kendi gücü sayamaz 

Dişlerine göre tutanak tutanlar ve işlem yapanlar millet nazarında masum değildir. Devlet kadrolarında film- fırıldak çevirenler çoğaldı. Bilinçli veya bilinçsiz hukuksuz işlemler artış gösteriyor. Perde arkasında organize edilmiş sindirme operasyonları ve baskılar artıyor.  

Bir hukuk devletinde hiçbir siyasi parti lideri veya yöneticiler  mafya lideriyle poz vermez. Mafya ağızıyla konuşmaz. Tehdit içerikli sözler sarf etmez. Küfür ve hakaret içerikli cümleler kullanmaz.  

Devlet kurumları , yöneticileri ve bir takım sivil toplum kuruluşları  siyasal iktidara yaranmak için dürüst davranış sergilemiyorlar. Taraflı ve yandaş hareket ediyorlar.  

18 yıllık siyasal iktidardan faydalananlar ve bal tutanlar ülkeyi kutuplaştırıyor. Ayrımcılığın baş aktörleri sayılır. Beyinleri belli odaklara bağlıdır. Akılları ipoteklidir. İtaat ve biat kültürüne göre hal ve tavır alırlar. 

Son zamanlarda emniyet teşkilatlarında kadro alanlar ve terfi olanlar skandal işlemlere ve sözlere baş vuruyor. Bu konuda fısıltılar çoğalıyor. Salgın ve denetlemeler döneminde egosunu ve gücünü göstermek isteyen, torpille kadrolaşan memurlar garip bir haldeler.  Beline silahı takınca kral benim sanıyor. Aslında kral çıplak .Kimse cesaret edemiyor. Bir korku imparatorluğu kuruluyor. Siyasi baskılar halkı sınıflandırır ve kutuplaştırır.  

Türkiye askeri vesayetten  çok çekti. Polis teşkilatının kadroları ve muamelesi göze çarpıyor. Polis teşkilat kadrolarının eşitlik ve liyakat usulüne göre dizayn edilmesi şart. Torpil ile işe girenlerin kümeleştiği bir yapıya döndü. Dikkatleri iyice çekiyor. Üzerinde kafa yorulması gereken ciddi bir konudur. 

İşi düzgün ,dürüst ve tarafsız  yapanlara hiçbir sözümüz olamaz. Radikal fikirli ve taraflı memurların ikaz edilmesi ve önlem alınması teşkilatın geleceği için çok elzemdir. Aksi halde münferit polis olayları sıkça gündeme gelebilir. 

Taraflı ucube sistemin kurulmasıyla yeni güçler ve unsurlar prim yapıyor. Türkiye iki kutuplu bir yöne doğru kayıyor. Eksen kayması yeni paradigmaları ve paradoksları beraberinde getirecek. Dingil dengesi bozulacak