PEKER PATLADI, AMPUL ÇATLADI (!)
GÜÇ VE KUVVET EBEDİ DEĞİL...
Liberalizmin en önemli amacı sınırlı ve sorumlu devlet anlayışıdır. Liberalizmin temel felsefesinde kişi veya grupların bireyler üzerinde tahakküm kurmasına karşıdır. Hangi koşullarda olursa olsun veya üstün özellikte olsun kişilerin veya grupların emri değil kuralların üstünlüğünü savunur. Bunun siyasi anlamı hukukun hakimiyeti ve hukuk devletini üstün kılar. Demokrasi seçimle kişilerin iş başına gelmesidir. Liberalizm seçimle iş başına gelmeyi yeterli saymaz. Kuralların sınırlı ve yönetimlerin kurallara ve kanunlara göre dizayn edilmesini ön görür. Tüm kuralların ve kanunların özünün insan temel hak ve eşitliklerine göre uygulanmasını ön görür.
Bireysel haklara karşı saygılı olunmayı ve anayasal bir devlet anlayışını hedef alır. Liberal demokrasi demokrasiye karşı temel insan haklarında daha etkin rol alır. Liberal düşünce felsefesine göre bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması , ancak hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti vasıtası ile olur. Liberalizm insanların alım satım ve ticaret yapma düşüncesinde piyasa ekonomisini özgür bir şekilde ve siyasetten bağımsız olarak işlemesini savunur.
Demokrasinin en büyük negatif fonksiyonlarından birisi zayıf karakterli demagogların toplum içerisinde güç sahibi haline gelmesidir. Partilere sıçrayan ve yükselen kişilerin zenginleşmesi ve yetkileri kendi lehlerine kullanmasıdır. Demokrasilerde çoğunluğun diktatörlüğü şeklinde ortaya bir netice çıksa da, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasının en güvenceli bir yoludur. Çıkarın olmadığı bir yerde yönetmek ahlaklı, bilgili, yetenekli insan için bir yüktür. Zorbalıktan başka devlet düzenlerinde kimse isteyerek iş almaz üstüne. Devletleri zora sokan kötü ve bilgisiz yöneticilerin kendi çıkarlarını ve menfaatlerini gözetmek uğruna iktidarı ele geçirmeleridir.
Genelde kanunlar zenginlerin istediği gibi çıkar. Fakir insanların urban bölgelerde yaşayan insanların etkisi kanunlar üzerine çok zayıftır. Demokrasilerde çoğu kanunlar çıkar ve menfaat doğrultusun da değişime uğrar. Kurallara göre değil taleplere göre değişir. Her çağda her devlet biçimi uyruğunu motive etmek, koyduğu yasalara uyulmasını sağlamak ve bir takım militarist eylemler uğruna yurttaşlarının hayatını feda edebilmesine meşruiyet zemini oluşturmak zorunluluğu hissetmiştir. Irk ve soyluluk devlet yönetimlerinde kan üzerinden ortaya çıkar. Irk ve soyluluğu kullanarak oligarşik ve monarşik bir yönetime dönüşür. Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar. Diktatörlerden savaş çığlıkları yükselir. Adalet yok olur. Adalet benim diye ortada soytarılar dolaşmaya başlar. Çakalların , sırtlanların , kunduzların ve tilkilerin geceleri seslerinin yükseldiği görülür.
Demagogların artış gösterdiği yerde oligarşi hakim olur. Oligarşinin olduğu yerde dere beylikler ortaya çıkar. Dere beyliklerin olduğu yerde sürekli çatışmalar ve iç savaşlar olur.
Adaletin zayıf olduğu yerlerde mafyalar, çeteler ve faili meçhuller, cinayetler, çatışmalar ve kaos ortamı oluşur. İlim ve bilim susar, silahlar konuşur. Güç gösterisi ve tehditler sokaklara dolar. Şarlayanlar ve hokkabazlar cirit atar. En büyük sermayeleri kan. göz yaşı, acı ve feryattır.
Zehir tacirleri ,uyuşturucu baranları ve terör sevicilerinden kurtulamayan ve hesaplaşmayan devletlerde adalet, huzur ve güven ortamı olmaz.
Sedat Peker'in açıklamalarını gizli ve sır işlerin gün yüzüne çıkması için hükümetin , yargının ve meclisin devreye girerek araştırması gerekir. Hükümet beraber yürüdüğü kişiyle yüzleşmeli. tüm şaibeli işler ve iddialar aydınlatılmalı.
Şayet insanların bir çoğu içiyorsa devlet yönetimlerinin ortaya çıkardığı eşitsiz, haksız ve adaletsiz uygulamalar sayesindedir. Eşek arılarının zamansız ortada dolaşması, bal arıları için her zaman bir tehlikedir. İnsanların inlerinde beklemesi hayra alamet değildir. Bu ülkede insanların bir çoğu zindanlarda medet “Ya Allah” diye haykırıyorsa , geleceğimiz hepimizin karanlıktır.
Sular yükselince balıklar karıncaların yer, Sular azalınca karıncalar balıkları yer. Kimin kimi yutacağını gün gelecek hepimiz şahit olacağız. Güç ve kuvvet hiçbir zaman ebedi değildir.
BİR CEVAP YAZ