SEPTİSİZM SİYASETİ
Egolar kabardıkça artıyor septisizm. Şüphecilik yaparak , etrafındaki sevenlerini de birer –birer yok ediyorlar. Elde edilen maddi ve siyasi güç yüzünden , herkesi hafife almaya ,tepeden bakmaya devam ettikçe kaybedilen oylar…Tüm siyasiler de aynı şekilde kaybetmiştir.
Kendisi ile sorunlu birinin yada birilerinin ;herkesle sorunu olduğu bilinen bir gerçektir.
KİNDARLIK DİNDARLIĞI GEÇTİ..... SİYASETÇİLERİN DİLİ DEĞİŞTİ....
Seçimlere sayılı günler kaldı. Siyasi kulisler ısınmaya başladı. Meydanlar iyice hareketlendi. Siyasi parti liderleri tempoyu artırdı. Dalaşmalar ve atışmalar hızlandı. Polemikler ve tartışmalar şiddetleniyor. Gerilim tırmanıyor. Liderler sertleşiyor. Rekabet ortamı kavgaya ve kargaşaya dönüşüyor.
Demokrasinin temel fonksiyonlarından en önemlisi seçimlerdir. Seçimler demokrasinin bir gereğidir. Demokrasinin ve seçimlerin üzerine adaylar değil; ülkenin beka meselesi konuldu. Cumhur ittifak seçimleri ‘’milli kurtuluş’’ olarak algılıyor. Milli irade tehlikeye düşecek gibi yansıtıyor.
Liderlerin üslupları bozuldu. Dilleri ve ağızları değişti. Sert söylemler ve çirkin ifadeler sarf ediliyor. Liderler birbirlerine karşı ön yargılı ve acımasız bir dil kullanıyor. Ayrıca toplumsal tansiyon ve gerilim tabanda ötekileştirmeye, gruplaşmaya ve ayrışmaya sebep oluyor. Liderlerin nefret söylemleri ve kirli dilleri; seçmende kutuplaşmaya ve aile içi bölünmeye kadar uzanıyor.
Liderler, cumhuriyet tarihimizde görülmedik ifadeleri konuşuyor. Tehditler havada uçuşuyor. Sahi (!) ne oluyor bize? Taraflar birbirlerini itham ediyor. Belden aşağı yukarı ve nefrete dayalı siyaset politikası kötü iz bırakıyor. Liderler parti kimliklerine saygı duymuyor. Erdoğan tarafından CHP’ye sarf edilen çukur, pislik, çöplük, çamur gibi ifadeler fitili ateşledi. Cumhur ittifakı kendisine oy vermeyen seçmeni ve partileri sürekli itham ediyor. Halkın %50 fazlasını zan altında tutuyor. Ak Parti ve MHP diğer partileri pkk. pyd. ypg ve fetö gibi terör örgütleriyle yan yana ve kol kola olarak ilan ediyor. Bu partileri iş birliği yapmakla suçluyor. Erdoğan’ın 4’lü çete ifadesi bardağı taşıran son damla oldu.
Devlet Bahçeli tarafından sarf edilen ‘’Zilletin bir numaralı destekçisi PKK’dır. CHP-HDP-İP-SP-ÖDP aynı çizgide, aynı emel ve hedefin izindedir. FETÖ ise bunlarla aynı hizadadır. Zillet İttifakı aynı zamanda bir milli güvenlik sorunu haline dönüşmüş, bir beka meselesi hüviyetine bürünmüştür. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin bekayla ne ilgisi var diyenlerin niyetleri bozuk olduğu gibi, milli mensubiyetleri de sorunludur'' tarih 26 şubat 2019 tarihli bu skandal sözler seçmeni kızdırdı. Zillet ve illet gibi çirkin ifadeler kullanılması tansiyonu iyice yükseltti. Kendisine oy vermeyen bir kitleyi milli güvenlik sorunu olarak görmesi bir acizliktir. Bu kadar devlet tecrübesi ve bürokrasi deneyimi olan bir liderin; bu ağır sözleri söylemesi çok manidar ve düşündürücü. Hiçbir kimse kendisini vazgeçilmez ve başkasından daha önemli sayamaz. Delilsiz ve mesnetsiz konuşamaz. Ortada suçlu , hain ve terörist varsa; tutulur ve yargıya teslim edilir. Siyasi partileri bir oy uğruna kanlı terör odaklarıyla yan yana göstermek kaybetme korkusudur. Seçmeni zan altında tutmaktır.
Ekonomik krize dayalı enflasyon sebebiyle artan fiyatlara karşı; üreticiler, toptancılar, stokçular ve hal esnafı ''GIDA TERÖRÜ'' suçlamasıyla karşı karşıya geldiler. Gerçekler çarpıtıldı ve suçlu arandı. Millet soğan , patates ve domates kuyruğuna dizildi. Böylece başkanlık sistemi mileti kuyruğa mahkum etti.
Son dönemde siyaset dili edep, ahlak ve nezaketten çok uzak. Kişiler arasında sevgi ve saygıyı zayıflatıyor. Birleştiricilik yerine kırıcılık yerleşiyor. Sevgi ve hoşgörü prensibinden ayrıldıkça; siyasetçiler canavarlaşıyor, hırçınlaşıyor, sertleşiyor. Kirli dil ve kötü üslup toplumsal bağları koparıyor. Siyasetçiler güçlendikçe ve zenginleştikçe, haya perdesi gözlerinden sıyrılıyor. Kişisel egoları , hırsları ve kinleri su yüzüne çıkıyor. Gerçek yüzleri maskesiz olarak görülüyor. Maskeli yüzleri anlamak ve çözmek gerçekten çok zordur.
BİR CEVAP YAZ