SARAY’DAN MİLLET İTTİFAKINA SİYASİ BASKI
Sinirler iyice bozuldu....
Toplumda rahat , huzur ve istikrar son yıllarda kayboldu. Geriye bakıldığında bir çok sorunlar ile karşılaşıldı. Karmaşık politika, siyaset ve asker ,yargı, diplomasi , ekonomik krizler gündemi meşgul etti. İç ve dış sorunlar arka arkaya dizildi. Siyasal iktidar muhalefeti topyekün güvensiz olarak görüyor.
Sorgulanması gereken şu olmalı : Ülkeyi yönetenler arasında her yönetici güvenilir mi? Siyasi erk arasında elbette son derece donanımlı isimler var ancak ,hepsi Sayın Erdoğan’ın siyasi iradesini halka yansıtabilme yetisine sahip mi? Ne yazık ki , Başkan Erdoğan’dan aldığı gücü ,kendisinden bilip havalarda uçanlarda ortada. Halk işte bu tipleri sevmiyor. Ülkedeki demokratik mutabakat ve adalet bu yüzden sekteye uğruyor.
Bir çok siyasetçi ve bürokrat sadece kendi etrafına hizmet derdinde.
Kendileri zaten her nimetten faydalanır iken , gariban halkın çoluğu çocuğu yine mağdur ve horlanıyor. Kendileri halden anlaşılmasını beklerken , halkın beklentilerine tali olarak bakmıyorlar mı?
Ticaret savaşları ve ekonomik ambargolar ülkeleri sarstı. Piyasaları derinden etkiledi. Serbest piyasa ekonomisi ile dışa bağımlı ülkelerde deprem etkisi yarattı. İthalata bağımlı ülkelerde kur sistemini allak bullak etti. Taşları yerinden oynattı. Devalüasyon ve resesyon su yüzüne çıktı. Özel sektör ve finans çevreleri likidite sorunu yaşadı / yaşıyor.
Ekonomide gerileme dönemi ...
Ekonomik dengeler ve finans hareketleri 2014 sonrası Türkiye’de bozulmaya başladı. 15 temmuz ile ipler tamamen koptu. Darbe teşebbüsü sonrası toplumsal ve ekonomik çöküntü baş gösterdi . Soruşturmalar, yargılamalar ve tutuklamalar gündeme damgasını vurdu. Akabinde ekonominin makro ve mikro dengeleri alt üst oldu. Ekonomik kriz dalga dalga yayıldı. Enflasyon ve döviz kuru ekonomiye büyük zarar verdi. Domates , biber ve hıyar kuyrukları oluştu. Varlık kuyrukları övgüyle bahsedildi. İktidar hatasını kabullenmedi, sütten çıkmış ak kaşık gibi hareket etti.
. Askeri operasyonlar ve diplomatik süreç büyük tartışmalara neden oldu. Muhalefet sert eleştiriler yöneltti. Papaz ve mektup krizi tarihe geçti. ABD’nin ekonomik ambargosu ve tehditleri ortaya çıktı.
Cumhur bloku beka meselesini ortaya attı. Tek çare buydu. Halkın yumuşak karnı olan vatan , bayrak ve din gibi hassas noktalar masaya sürüldü.. Muhalif olan herkese saldırdılar. Karşı olanlara terörist ,, çukur , pislik, öküz hain ve it dediler.
Ak Parti güç kaybetmeye başladı . İç istifalar yaşandı. 31 Mart yerel seçimlerinde başarılı olamadı. Büyük şok yaşadı .Büyükşehirleri kaybetti. Devletin bütün imkanlarını ve kuruluşlarını kullandılar ama olmadı. Siyasi baskılar kurdular. Kazanmak için cennetten tapu bile vaat ettiler.
Yenilgiyi hazmedemeyen çevreler kin , öfke ve nefretlerini kusmaya devam ediyor. Topal ördek modelini kullanıyor. Sürekli engelleme , kısıtlama ve soruşturma ile oyalama taktikleri yapılıyor. Muhalif belediyelere siyasal baskılar yapılıyor. Yetkileri ellerinden alınıyor. Merkezi destekler kesiliyor. Adete toplumsal eşitsizliğin , adaletsizliğin ve karaktersizliğin çizgisi çiziliyor. Kanuni haklar gasp ediliyor. Hukuk tanınmıyor. Milli iradeye sistematik darbe yapılıyor. Troller ile kocaman ülke dizayn ediliyor. Algı operasyonları ile sindirme ve dize getirme çabaları görülüyor.
Aziz mübarek Ramazan ayı geliyor...
Vatandaş can derdine düşmüş iken ; iktidar , Covid -19 fırsatı ile infaz yasasını meclisten geçirdi. Binlerce suçlu serbest bırakıldı. Çıkanlarda birer ikişer yine suç işlemeye başladı. Kamu vicdanını hiç düşünülmedi. Devlet içerisinde devletçilik örneği yaşandı. Af yasasının hesabı mutlaka seçimlerde sorulur. Oy için kalkan eller sandığa gömülür. Suçlu affedilse bile millet affetmez. Gereken siyasi cevap en ağır şekilde verilir.
Kendine Evet muhalefete Hayır siyaseti...
Yardım kampanyası için siyasi soruşturma başlatılması tam bir saçmalık. Soruşturma, gözü dönmüşlüğün büyük bir göstergesi .İnsaf ve vicdanın bitme noktası. Bu baskı ve siyasi soruşturma ayrımcılık ve kutuplaşmayı körükler. İktidar gücünü bir sopa gibi kullanmak adaleti bitirir.
Vatan topraklarını ve devletin varlıklarını kendine özgü kullanan tüm zihniyetler uzun vadeli olamaz. Anti demokratik uygulamalar çok yaşamaz. Hiçbir güç ebedi kalamaz. Doğruluk ve dürüstlük adaletin çizgisine bağlıdır. Ahlakını kaybeden sistemler kalıcı olmaz.
BİR CEVAP YAZ