İMAMOĞLU SUKUT-İ HAYAL OLMUŞTUR ...!
İMAMOĞLU YANLIŞ ATA OYNUYOR…!
Şartlar ve koşullar siyasette hızlı değişir. Siyasette yeni isimler sahneye çıkar ve kısa sürede popüler olur. Siyasi prim yapar. Bu süreç eğer sürdürülebilir ise ne mutlu .Devamı olmaz ise halkın gözünde mum gibi erir.
Kimileri vardır ki; partiler içerisinde irtifa alır. Siyasi şöhrete kavuşur. Seçmenin iltifatı ve veciz sözleriyle kendisini üstün görmeye başlar. Akıllı ve başarılı olduğuna inanır. İstişare etmez ve yanlış kararlar verir. Düşmanıyla şöhret için iş tutar. Kusurlardan arınmış dürüst politikacı rolüne bürünür. Şahsını pramitin tepesine konumlandırır. Tavandan tabana insanları karınca gibi görmeye başlar. Kendisini dev aynasında ‘’kral’’ zanneder. Zamanla insanlara tepeden bakmaya başlar. Kin , öfke ve nefrete kapılır. Tevazudan uzaklaşır. Makam ve gücün cazibesine kendisini kaptırır. Bu aslında bitişin başlangıcı.
Geldikleri makamları bir daha asla göremezler .
Günümüz siyasetçilerinin en temel kronik hastalığı; en yakın dostlarından uzaklaşmak ve arınmak istemesi. Siyasi yol arkadaşlarını ve partili üst düzey yöneticileri ayak oyunlarıyla yıpratmak ve etkisiz hale getirmek isterler. En yakın dostlarının işlerini bile askıya alırlar.
Kolbastı hoptek oynarlar....Şirin görünen sanatçılara paraları deste deste aktarırlar. Saygın ve alçak gönüllü sanatçıların dosyaları da masada aylarca bekler.
Yol arkadaşlarını yük görürler. İtibar kaybetmelerini isterler. Arkadan sinsice ok atarlar. Fırsat bulduğunda hançeri saplarlar.
İstanbul’da ağırlaşan ekonomik koşullar, huzursuzluk ve mutsuzluk; İmamoğlu’nun siyasi doğuşuna sebep oldu. Muhalif ve kurtarıcı aday profili olarak ön plana çıktı. Ak Partinin aşırı hatalarıyla İmamoğlu irtifa kazandı. İstanbul seçimini büyük fark ile aldı.. Fakat İstanbul Belediye başkanlığı ile yetinmeyip, millet ittifakının adayı olma yolunda hedefe kilitlenmiş durumda.
Peki , olur mu ?
İBB bünyesine işe alınanların çoğunluğu HDP çizgisine yakın olan kişiler. Seçimlerde sert muhalefet yapan gruplara aşırı destek vermesi gözden kaçmıyor. Onlara yeşil ışık yakıyor. Kendi partisinden olan kişilere mesafe koyuyor. İlçe belediye yöneticilerinin taleplerini bile umursamıyor. CHP kurmaylarını bile umursamıyor. Akıl hocaları kimdir ? Bilemem. Fakat yanlış ata biniyor.
Dostlarının şerrinden emin olup, düşmanlarını dost etmeye çalışıyor.
Oysa , düşmanları asla dost olmayacak. Uzak tuttuğu dostları da düşman olacak ve bitişi mukadder olacak .
Bu çok açık bir gerçektir.
Kısa süre sonra parlayan ve yükselen bir yıldızın sönmesine siyaseten şahit olabiliriz. Siyaset düşmanı dost, dostu düşman görme sanatı değildir. Siyasette omurga ve çatı profili çok önemlidir. Yanlış ata oynamak kaybettir.
Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine karşı olan grup veya kişilerle irtibatlı olanlar her daim kaybeder.
Aynı sofrayı paylaştığınız yol arkadaşlarınızdan uzaklaştığınızda, gaflet ve dalalet tecelli eder.
Siyasetçiler maalesef kimi zaman ; dostları düşman, düşmanları dost edinirler.
Ebu Müslüm Horasani'nin dediği gibi ; ‘’Onlar, zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak içinde düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu’’
Bir yıldızın söndüğü ve halkın sukut-i hayale uğradığı görünen bir gerçektir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyasi yol arkadaşlarını dışladığında , halk faturayı kesti. Siyasi bedel ödedi, ödüyor. Ekrem İmamoğlu’da aynı bedeli ödeyebilir. Siyasette sadakat önceliklidir.
BİR CEVAP YAZ