HELSİNKİ'DE TOP ŞOVU
Helsinki’de tarihi zirve yapıldı. Trump ile Putin bir araya geldiler. ABD ve Rusya liderleri adeta buzları eritmek için samimi pozlar verdiler. İki süper gücün bir araya gelmesi ; dünya basınında büyük ses getirdi. İki ülke arasındaki gerilim, siyasi ve ticari ilişkiler, Suriye sorunu, mülteci krizi, Astana görüşmeleri , İsrail konusu ve enerji politikaları hakkında ikili görüşmeler ele alındı.
ABD lideri Trump , Rusya, İran ve Türkiye arasındaki siyasi, askeri ve ticari iş birliğinden çok rahatsız olmuştu. Bu işbirliğinin pozitif sonuçlarının alınmasıyla ABD; ticari ve siyasi olarak endişe duydu. Suriye konusunda ABD tutumlarıyla yalnızlaşan bir durumda. Orta doğuda liderlik vasfının risk girmesi , oyun kurucu özelliğini kaybettiriyor. ABD ‘nin kendi çıkar ve menfaatine ters düşen bir ülke ile samimi bir dostluk kurma şansı yoktur. Rusya ABD’nin siyasi, ticari ve askeri çıkarlarıyla uyuşmaz. Rusya açılmak isterken , ABD bu açılıma her zaman engel teşkil eder. Emperyalist güçlerin savaşı; tabiri yerinde ise pastadan en büyük payı alabilmektir. Ortak bir paydada buluşmak oldukça güçtür. Trump, Astana görüşmelerini ve ortaklarını sekteye uğratmak amacını güdüyor. Trump, kurnazca Putin’i ikna ederek yanına almak istiyor. Türkiye ve İran’ı köşeye sıkıştırmak hedefindedir. Böylece İran ve Türkiye yalnız kalacak. Trump İran ve Türkiye’ye yaptırım ambargosunu muhtemelen ortaya atacaktır. ABD uzun süredir bu denge değişiminin peşindedir. Bu nifak tohumunun başarılı olması demek; bir çok plan ve projenin nihai sonuçlarının son bulması demektir. İran ve Türkiye’nin kıskaç ve tuzağa alınması olayıdır. İran ve Türkiye siyasi ve ekonomik olarak baskı altına alınmak isteniyor.
Ülkemiz ABD yönetimi ile yapılan ortaklık ve müttefiklik modelinden ticari ve siyasi olarak büyük zarar görmüştür. Devletimiz dış politikada başta Libya , Irak ,Suriye ve Mısır’da oyuna gelmiştir. ABD’nin siyasi ve ticari politikalarına alet olmuştur. ABD’nin tarafında yer almanın bedeli ağır olmuştur. ABD’nin tarafında olmak, orta doğuda ülkemize puan kaybettirmiştir. Müttefik olan bir ülke düşmanlarımıza açık yardım ediyor. Darbenin arkasında yer alıyor. Darbecileri koruyor. Hainlere yataklık ediyor. PKK, PYD, YPG ‘ye büyük yardım ediyor. Gemilerle binlerce ağır siyahlar sağlıyor. Suriye’de şehit verdiysek sebebi ABD’dir. Askerlerimiz Suriye topraklarında mücadele veriyorsa sebebi ABD’dir. Tüm bunlara rağmen Türkiye ABD ile müttefiklik anlaşmasını yürütüyorsa dış politikada arıza var anlamına gelir. Devlet olarak dış politikayı sil baştan kurmak gerekir.
Putin’in topu alması sıradan bir olay değildir. Dünya basınının gözü önünde topu alarak hakem benim diyor. Maçı ben yönetirim diyor. Kararı ben veririm diyor. Lider benim diyor. Oyun kurucu benim diyor. Trump hemen olayın farkına varıyor. Topu alıyor ve fırlatıyor. Topu atarak karşı geliyor. Putin’in liderliğini ret ediyor. Lider olan benim diyor. Bu olay siyasi çarpışmadır. Süper güç savaşıdır. Putin, bu oyuna artık gelmeyecek duyarlılıktadır. Önemli olan bizim net duruşu ortaya koymamamızdır. Bundan sonraki dönemde; dost dosttur, düşman ise her zaman düşman.
Cumhurbaşkanlığı sisteminin devreye girmesiyle birlikte yeni dönemde Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın daha etkin ve aktif dış politika izleyeceğini tahmin ediyorum. Ülkemize yönelik tehditlere ve saldırılara karşı hızlı önlem alacaktır. Bölgemizin barış ve istikrarına yönelik pozitif politika izleyecektir.
BİR CEVAP YAZ