ERDOĞAN’I ANLAMAK ZOR
Erdoğan , Refah Partisi döneminde yıldızı parlayan bir isim oldu. Rahmetli Erbakan hocamın yanında yükselen bir yıldızdı. 90 yılların en popüler ismi oldu. Gençliği ,samimiyeti , duruşu ,kişiliği ve hitabetiyle öne çıktı. İstanbul’a büyük hizmetler yaptı. Türkiye’ye sayısız eserler kazandırdı. Kronik sorunlara çözümler üretti. Türk halkının gönüllerinde iz bıraktı. Girdiği her seçimden zaferle çıktı. Türk seçmeni şahsına münhasır oy verdi. Erdoğan her dönemde siyasal başarı grafiği elde etti. Hatalar olmasına rağmen 2012 yılına kadar başarılı bir siyasal ve ekonomik tablo görüldü. Mikro ve makro dengeler acısından iyimserlik hakim oldu. Bu yıla kadar etkili ve başarılı politika yürütüldü. Bu döneme kadar dış ve iç politikada rasyonel bir politika izlenildi. Doğru bir yol haritası takip edildi.
2013 yılıyla birlikte sıkıntılar baş gösterdi. Erdoğan başta olmak üzere tüm parti teşkilatlarında fikir ve düşüncelerinde büyük değişim hareketi başladı. Parti ilkelerinde ve prensiplerinde çöküntü baş gösterdi. Fikirlerde yozlaşma, politikalarda sapma ve sosyoekonomik değişim çizgisi kendini gösterdi. Devletin tüm kurum ve kuruluşları , askeri ve ekonomik gücü elde edince; gerçek yüzler ve fikirler ortaya çıktı. Geçmişte söylenilen ve savunulan fikirler ayaklar altına alındı. Makama bisikletle gidenler Mercedes’i aldı, başladı saltanat. Bazıları kırmızı çizgilerden nefse uyup tavizler verdi. Demokrasi , hukuk, yargı ve yasama önemini yitirdi. Kanunlar ve kurallar tanınmıyor. Devlet memurları sindirilmiş ve yöneticilere korku salınmış. Erdoğan ve teşkilat yapısında bozulma yaşanıyor. İzlenilen politikalarda deformasyon görülüyor.
Öyle ki, kazanmak için her şey mubah sayılıyor. Halkına hainler diyebilecek kadar küçülüyorlar. Son günlerde Sn. Erdoğan’ı izleyince hayretlere düşüyoruz. Kimler bu metinleri hazırlar ve sunar bilmiyorum ama konuşma dili ve üslubu son derede kötü. Konuşma metni hakaretler ve küfürler içermekte. Çirkin ifadeler yer almakta. Sn. Erdoğan bir gönül insanıdır fakat, aşırı ve sert politika söylemi kendisine yakıştırılamıyor. Partisi oy kaybetse bile Sn. Erdoğan değişmemeli. Bu millet kendilerini nasıl biliyorsa öyle kalmalıdır. Hafızalarda gönül insanı olarak iz bırakmalı. Kendisine uysallık ve yumuşak dil yakışır.Biz, Başkan Erdoğan’ı öyle sevmiştik.
Türkiye’nin bir no’lu düşmanı ABD ve onun başkanı Trump’tır . Açık bir düşmandır. 23 bin tır mühimmat ve siyahı PYD /YPG teslim etmiştir. Şehitlerimizin katilidir. Dünya’nın önünde ülkemizi açık-açık tehdit etmiştir. Dünyayı ateşin eşiğine getiren şapşal bir adamdır. Böylesine azılı açık bir düşmana Sn. Erdoğan’ın ‘‘DEĞERLİ DOSTUM SN. TRUMP ‘’ diye söze başlaması vicdanları net olarak yaralamıştır. Bu da yetmiyor. Maşaları , kuklaları ve piyonları Beştepe'de ağırlıyor. Cumhuriyet tarihimizde hiçbir siyasi parti liderin ,düşman bir ülkenin başkanına dostum dediğini duymadık, görmedik. Bu noktada Sn. Erdoğan’ı anlamak ve çözmek hakikaten zorlaştı. Bu sözü seçmen olarak anlayamıyoruz. Trump sizin ne zamandan beri dostunuz ? anlamak ve bilmek istiyoruz. Millet olarak buda bizim hakkımızdır. Bizim cumhurbaşkanımız olarak cevap vermek durumundasınız. Seçmen olarak böyle dostluğu ve düşmanlığı kabul etmiyoruz. Düşman düşmandır. Dost dosttur. Dost olan kalleşlik yapmaz. Arkadan vurmaz. Ok atmaz. Bizi hançerlemez. Askerimizi ve polisimizi öldürtmez. Üniter devletleri parça-parça ederek; yeni sınırlar oluşturarak silah satma derdinde olmaz. Oysa ABD işte bu dur .ABD silah taciridir .Kan ile beslenen bir ülke ABD’dir. Düşmana karşı nasıl konuşulacağı bellidir. Bakanlarımız konuşurken ABD’li yetkililerle ağızları kulaklarına varıyor. Neşeli ve keyifli görüntüler. Samimi pozlar ve gülücükler sergileniyor. Sizlerden dik duruş ve gerçek politika bekliyoruz. Ya evet veya hayır . Ortası olamaz. Oyalama dönemi bitsin artık
BİR CEVAP YAZ