13 Aralık 2018, 10:08 tarihinde eklendi

DEVRAN BOZULDU / ZEMANE DEĞİŞTİ

DEVRAN BOZULDU / ZEMANE DEĞİŞTİ

 Büyük devlet olmanın bedelleri var. Güçlü devletlerin ayakta  kalma mücadelesi her zaman olur. Süper güç olmanın ağır şartları  vardır. Zirvede kalmanın  maddi bir reçetesi  oluşur.  Refah ve huzuru sürdürmenin;   ekonomik sert, iç ve  dış politikaları olur.  Devlet idaresinde  siyasal iktidarlar;  büyük sorunluluklar taşır. Liderlerin çoğunluğu bu yükü taşıyamaz.  Çaresizlik içerisinde  ezilirler.  Feraset sahibi olmayanlar, bu yükü taşıyamaz.

Hak , hukuk ve adalet kavramlarına itaat etmeyen idareciler ; yönetimlerde uzun süre kalamaz. Anti demokratik yollarla ve  ülkelerin savunma güçlerini arkalarına alarak yönetimde  kalmayı hedeflerler. İdarecilerin çoğunluğu medya, finans, askeri güç ve zengin lobileri  kazanmak için her yolu mubah görür. Devletler içerisinde bu güçler kazanıldığında yolsuzluk, adaletsizlik ,hukuksuzluk ve zalimlikler  tavan yapar. Siyasal iktidarlar demokratik kuralların ve yasaların dışına çıkar.  Böylece toplumları ayakta tutan temel unsurlar olan  hak , hukuk, adalet ve ahlak kavramaları  önemini yitirir. Cemiyetler içerisinde aşırılık ve zalimlikler artış gösterir. Kullar azmadıkça hak bela yazmaz. Yer yüzünde bozgunculuk, yolsuzluk, ahlaksızlıklar artış olduğunda; bela ve musibetler yağmur gibi;  hak tarafından yazılır. İlahi adalet  tecelli eder.

 Günümüzde bilgi , teknoloji  ve iletişim çağının hızla ilerlemesinden dolayı ; insanlar anlık haber kaynaklarına ulaşabiliyor. Sosyal medya ağlarının sayısız artmasıyla;  sorgulama, ulaşım, eleştiri, araştırma ve tartışma seçenekleri  çoğalmıştır. Bir anda toplumsal tepkiler ve hadiseler çığ gibi büyüyor. Sosyal patlamalar oluşuyor. Siyasal iktidarları zor duruma düşürüyor. Liderlerin çoğu çözüm üretemiyor. Halkına kulak vermeyen ve bildiğini okuyan liderler ; bu zemane de  devriliyor. Toplumsal olaylar için  bu devranda  Ukrayna, Yunanistan ,Fransa, Gürcistan, Tunus, Yemen, Sudan ,Libya, Irak , Mısır ve Suriye büyük birer örnektir.

Ülkemiz acısından bakıldığında;  iyiye doğru gidilmediğinin işaretlerini gördük  ve yaşıyoruz. Toplumsal denge kurulmadığı sürece ülkemizi  büyük sıkıntılar beklemektedir. Her yönetici üzerine düşen  sorumluğu iyi tatmalıdır. Suçlamak yerine dinlemek ,çare üretmek rasyonel bir yöntemdir. Tekelleşen ve kartelleşen ekonominin  adil olarak tanzim edilmesi gerekir. Fırsatlar ve olanaklar kimseyi ayırt etmeden ve dışlamadan  eşit olarak dağıtılmalı. Ezilenlerin  sayısı git -gide artıyor. Orta tabaka kayboldu. Mantar gibi yeni zenginler türedi. Yolsuzluklar belediyelerde diz boyu arttı. Sosyal kurumlar sürekli aynı tabakalara peş keş çekiliyor.  Hakkını savunan ve arayanlara sürekli üst perdeden hain damgası vuruluyor. Siyasi diller toplumsal gerilimi tetikliyor. Siyasi tansiyonların aşağı inmesi elzemdir. Geçim derdiyle ve işiyle uğraşan gariban halkın; seçim derdine ayıracak çok büyük vakti yoktur. Siyasi liderler ve kurumsal yöneticiler üsluplarına ve söylemlerine daha çok dikkat etmelidir. Kritik bir devirden geçtiğimiz unutulmamalıdır. Kalıcı olan halkın ta kendisidir. Siyasi partiler kendi öz menfaatleri için kurulur, varlıkları için mücadele ederler.  Geride kalan paralarla hizmet ederler. Kimi az çalışır , kimi çok çalışır. kimi de mecliste yıllarca yatar. Bu devirde siyaset yalan , dolan, talan, hile ve fırıldaklık üzerine inşa edilmiştir. Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde ; siyaset kültürü böyle yürütülüyor.

İdeal devlet anlayışında bireylerin iyi bir şekilde yaşaması ve birliktelik ruhu çok temeldir. İdeal devlet bireylerin erdemli bir şekilde yaşaması için görev sahibidir. Toplumlarda erdemli kişilerin sayısında azalma görülüyor.  Bu çağda milletler bir ahlak çöküntüsüyle karşı karşıya geldiler. Öyle ki milli ve manevi değerlere bakış acısı bile değişti. Bireylerin talepleri ve algıları son derece farklılık gösteriyor. Bir çok ülkede milli, manevi ve ahlak kurallarına uyanlara ;  gelenekçi, eski düşünce, geri kalmış gibi sözler itham ediliyor. Halkların bazı kesimleri yobazlık ve aydınlık arasında tartışılıyor.

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *