DEMOKRASİ / PUTLAR / 7 HARAMİLER
Evet burası Türkiye... Her şey doğaldır, normaldir. Olağanüstü haller ve durumlar olağandır; mantığıyla hareket edilmektedir. Gerçekleşmesi ihtimal dışı olan sıra dışı olaylar hasıl olmaktadır. Şok olmak , hayrete düşmek , şaşkınlık duymak bile kafi gelmiyor. Doğrunun ve yanlışın terazisinin olmadığı bir devri yaşıyoruz. Çok partili döneme girilmesiyle birlikte her kesim birinin üstüne basarak yoluna devam etmeye çalışmaktadır. Bir kesim Atatürk`e sarılıyor, Bir kesim Cumhuriyete sarılıyor, Bir kesim laikliğe sarılıyor, Bir kesim demokrasiye sarılıyor . Bir kesim insanlar da saltanata sarılıyor. Kısacası millet sarmaşık otlar gibi görünüyor. Meydanlarda bu ülkede demokrasi yok diye bağıranlar , ağlayanlar ve medet umanlar yıllar sonra demokrasiye düşmanlık duyuyorlar. 27 mayıs darbe derken , 12 eylüle darbe derken , 28 şubata darbe derken , E muhtıraya darbe derken hepimiz meydanlarda demokrasi diye haykırmıştık. Demokrasinin etrafında kenetlenerek çareler aramıştık. 12 eylülü , 28 şubat mağdurlarını demokrasi adına yargıladık, sorguladık. Aslında ülkemizin daha demokratik bir yapıya sahip olması için kanunlar ve yasalar çıkardık ve meydanlarda savunduk.
2001 krizinden sonra millet her seçimde demokrasi dedi ve tek başına iktidar çıkardı. Yani milletimiz demokrasiye karşı görevini layıkıyla yerine getirdi. Askerler tarafından hükumetlerin indirilmesine darbe dedik. Tüm dünya’nın gözü önünde Mursi’nin indirilmesine darbe dedik. Saddam`a ve Esad’a karşı diktatör dedik. Peki siviller tarafından bir başbakanın indirilmesine ne cevap vereceğiz? Asker indirirse darbe , siviller indirirse adına ne diyeceğiz. Çocuklarımıza bunu nasıl anlatacağız. Demokratik yollarla seçilmiş belediye başkanlarını görevden alındı. Baskıyla indirildi. Seçmen iradesi siyasi baskıya maruz kaldı. Seçilmiş kişilere karşı hukuk cinayeti işlendi. Başkanlar yargısız infaz edildi. Siyasi baskılarla adalet sistemine darbe yapıldı. Milli irade siyasi güç karşısında heba edildi.
YSK’nın 7 üyesi kendilerini inkar niteliğinde bir hukuk cinayetine imza attılar. 40 haramiler masalı her şeyi özetliyor. 7 SUSKUN YSK üyesi ramazan ayında İstanbulluların hakkını yemiştir. 367 kararıyla bu karar arasında hiçbir fark yoktur. Her ikisi de demokrasiye vurulan bir kettir. Adalete vurulan bir zincirdir.
Sağ seçmen adalet, hukuk ve anti demokratik sıkıntıları yaşadı. Adaletsizlikleri yolsuzlukları ve hukuksuzlukları şikayet etti. Üzücü olan şey; aynı hatalar kendi elleriyle yapılıyor. Çıkar olunca her şey hasır altı ediliyor.
Değerli dostlar, tarih bizler için en büyük işaret ve ders alma rehberidir. Mekke’nin fethini hepimiz biliyoruz. Cahiliye döneminde Mekkeli müşrikler helvadan putlar yaparlardı ve onlara taparlardı. Aç kaldıklarında ise onları afiyetle yerlerdi. Yani inandığımız demokrasiyi bugün yemeye çalışıyoruz. Kabe’nin içerisindeki bulunan lat , menat , uzza ve hubel’in düştüğü duruma yargı yasama , yürütme ve demokrasi düşmüştür. Putların düştüğü duruma bugün maalesef demokrasimiz düşmüştür. Bu nokta konunun özetidir. İnsanoğlunun kendi menfaati ve çıkarı için, bu Dünya’da yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Şu an içerisinde bulunduğumuz devir de çok sayıda soyut putlar vardır. Kabe’nin içerisinde ki putları deviren eller gibi; bu devirde ki ortaya çıkan şöhret , makam, mevki, ihtiras , bireysellik, ırkçılık, mezhepçilik ve kimlikçilik putlarını yıkacak yiğit insanlar gereklidir. Hubel’i yok eden Ali gibi veli insanların olması gerekir. Emir edepten üstündür sözünün tartışılması gereken bir dönemdeyiz. Uygulamanız toplumun faydasına ve hayrına yönelik ise emre itaat edersiniz. Şahsi ise edepli olmak zorunda değilsiniz. Kuzu gibi giden , fidan gibi eğilen bir yapıda olamazsınız.
HERKES KONUŞUR SADECE GERÇEKLERİ YUSUF UZUN YAZAR
BİR CEVAP YAZ