ÇÖL
ÇÖL
Nice derin karanlıklar, ıssız geçitler.
Bir birine benzer tepeler, uçsuz bucaksız çöller.
Rüzgâr çıktığı yerden buralara gelince esmekte yorgunluk çeker.
Toz bulutlarında dumanlı dağlar ağlar.
Kızgın kumlarda dizili sarışın ceylanlar bağsız yatar.
Tasmasız develer , otsuz bucaklarda gezer.
Siyahlara bürünmüş beyazlar, beyazlara örtünmüş esmerler çölde gezer.
Ay ışığında kumlar sarmasında melekeler yüzer.
Çöl ortasında parlayan ay gibi
Dolaşırım aşk çölünde Yusuf misali.
Çayda akan nehir gibi
Çölde esen yel gibi
Dönerim Leyla'sına yanan mecnun gibi.
Yararım kum tepelerini Ferhat gibi
Ararım Şirini vuslat aşkıyla
Çöl yalnızlığı yel gibi saz deline dokunur.
Nokta nokta ruhuma sancılar işler
Yaratılmış bucaksız boş çöller
Sunulmuş nice nimetler canlıya
Kabına sığmayan beşer azar taşar
Issız çorak vadide yalnızım
Kızgın çöl taşlarında yürürüm
Yarık yaz toprağında gezerim
Sorarım kaybolan yönümü sahrada
Gördüğüm güneşe, yıldıza ,aya
Yolum gurbet
Aşkım vuslat
Dostum çöl kahramanları
BİR CEVAP YAZ