ÇAKAR MAKAR ŞER POLİTİKASI
Suudilerin Orta doğu ve Katar üzerine satranç oyunu
İlim, bilim, teknoloji, sanayi ve icadın artış gösterdiği bir dönemde savaşlar çıkıyorsa ve silahlar konuşuyorsa tüm dünya milletleri ortak suç işliyor demektir.
Bunca akan göz yaşı , ölen insanların kanları ve canları üzerinden ayakta kalma ve saltanat sürme politikaları yıllar boyu konuşulacaktır. Zulme karşı susan ülkeler masum değildir. Emperyalist güçlerin uyguladığı zalimlikler ve akıl almaz dış politikalar dünyayı yaşanmaz hale soktu . Dünya milletlerinin barış ve huzur içerisinde yaşayacağı zemin katlediliyor. Güç ve kuvvet insanları öldürmek üzere kullanılıyor. Malum milletler baskılarla sindiriliyor. İnsanlığın onur ve şerefi ayaklar altına alınıyor. Artık dünyada insanın öldürülmediği hiçbir gün kalmadı .
Orta doğu ülkelerinde başlayan savaşlar dinmek bilmiyor… Müslümanın müslüman kardeşine hasım ve düşman eylendiği bir dönemi geçiyoruz. Bir anda düğmeye basılıyor ve acımasızca linç ediliyor. Planlar ve senaryolar arka arkaya çıkıyor. Perde arkasında oynayanlar ve medyada açıklama yapanların ne kadar kaypak ve kalleş politikalarını görüyoruz.
Katar’ı linç etme girişimine ilk destek veren ülkelerin Libya, Mısır, Yemen, Bahreyn , Maldiv, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suud olması çok manidardır. ABD’nin hüküm sürdüğü ve etkin olduğu bu ülkelerin Katar’ı baskı altına alması ve sindirmesi senaryonun tek bir rotadan çıktığının haberidir.
Arap devletleri içerisinde Suudilerin kaypak ve dönek ittifaklar yaptığını iyi bilmemiz gerekir. Saddam Hüseyin’nin yıkılmasıyla Arap devletleri bir nevi başsız kaldılar. Arap devletleri içerisinde ciddi ağırlığı olan bir liderdi. Bu boşluğu doldurmak için Suudiler Trump’ın ziyaretiyle icazet alarak yeni bir orta doğu da önder ve lider olma politikası devreye sokuldu. Bu liderlik ve önderlik bedeli olarak yaklaşık 400 milyar doları ekonomik iş birliği anlaşmasını imzaladılar.
Katar hükümetinin doğru ve ilkeli dış politika izlemesiyle Suudilerin hedefi haline geldi. Katar hükümeti hiçbir şekilde darbeleri desteklemedi. Darbe yapanlara karşı geldi. Mursi’yi savundu. Müslüman kardeşlere destek verdi.Türkiye ve İran’la ilişkilerinde ilerleme sağladı. Rusya krizinde Türkiye’nin yanında yer aldı. Orta doğu ülkelerinde barış ve huzurun gelmesi için büyük çaba harcadı. Tüm bu girişimlerden rahatsız olan BATI ÜLKELERİ ve SUUD Trump yönetimiyle birlikte perde arkasında Katarı uluslararası alanda ezme ve yok etme girişimlerini ortaya koydular. Suudiler yıllardır Katar’ı ve Bahreyn’i himayesi altına almak istiyorlar. Bu senaryo karşısında oluşacak olan yeni sınırlar dahilinde Suud sessiz kalacaktır.
Kuzey Irak bölgesinde kurulacak olan bağımsız kürt devletinn oluşumuna göz yumuyor. Suudiler orta doğuda Türkiye’nin çok etkili söz sahibi olmasını istemeyen ve batıyla sürekli iş birliği yapan kaynak bir ülke konumundadır.
Türkiye’nin sırtını dayayacağı ve iş birliği yapacağı ciddi Arap ülkesi yoktur. Milli politikalar ve menfaatler çerçevesinde doğru ve akıllı yol izlemek bize düşer. Rasyonel dış politika izlemek gerekir. 100 yıllık cumhuriyet tarihimize bakıldığında Suudilerin sıkıntılı dönemlerde bizimle kol kola olmadığını görebiliriz. Türkiye’yi yalnız bırakan ve çok ciddi ilişkiler kuramayan bir ülkedir. Maşşallah , sübhanellah ve inşallah politikalarıyla türkiye’yi oyaladılar. Türk halkı bu gün tüm sığınmacılara kapılarını açmasıyla 30 milyar dolar ödedi. Petrolü onlara bedelsiz veren Allah ,bize Araplar ağır paralarla sattılar. Müslüman olmamıza rağmen zor koşullarda bile indirim yapmadılar.
Bu nasıl bir Müslümanlık ve İslam anlayışıdır bilinmez. 400 milyar dolar bir ekonomik iş birliğini anlaşması beni derinden üzmüştür. Kısacası Suudilerin çakar makar işlerini akıl sır ermez. Bunlar iblise bile çorabı ters giydirirler. Çünkü bunlar iblislerin dostluğuna çok güveniyor. Onlarla satranç oyununu iyi oynuyorlar. Saltanatları uğruna canlar feda ediliyor.
BİR CEVAP YAZ