BU DEVİRDE İŞ ADAMI OLMAK
Çomak ellerinde dolanıyorlar. İnsanları davul yapıp köşe bucak çalıyorlar. Ellerinde yay gibi sündürüyorlar. Ağızlarında çiklet gibi çiğniyorlar.
Cemiyet içerisinde yaşanan olaylara bakıldığında sayısız insanlar linç ediliyor. Bin bir çeşit zorluklara ve sıkıntılara göğüs geren iş adamları tutarsızca hedef haline getiriliyor. Binlercesine iş , aş , ekmek ve istihdam sağlayan değerlerimiz yargısız infaz ediliyor. Milyonlarca fakir ve fukaraya ek kapısı olan öncü müteahhitler, sanayiciler, şirket sahipleri ve holding sahipleri basın, yayın ve sosyal medyada aşağılanıyor ve itibarsız hale getiriliyor.
Ülkenin kalkınmasında, büyümesinde ve güçlenmesinde tek pay sahibi olan iş adamları bir takım onur ve şeref yoksunu kişiler tarafından adaletsiz , hukuksuz , yargısız ve haksız negatif eleştirilerde bulunuyor. Kendilerince yargılama yapıyorlar. Kendilerini şehrin avukatı , hakimi ve savcısı zannediyorlar. Her gün cadde ve köşe başlarında iş adamlarının muhasebeciliğine soyunuyorlar. Onlar adına hesap uzmanı kesilip ahkam kesiyorlar.
Toplumda sevilen ve başarılı insanları sevilmeyen insanlar görünce kıskançlıktan deliye dönüyorlar. Tahammülsüzlük , saygısızlık ve çekememezlik hepsinin birer çomağı oluyor. Kin , nefret ve öfke hepsinin ortak birer yemi ve gıdası olarak yaşıyorlar.
Yeni dünya düzeninde ve hızlı değişimin olduğu bu devirde iş adamı olmak gerçekten de çok zordur. Her şeyin anlık değişken olduğu ve ortamın sabun gibi kaygan olduğu bu dönemde ayakta kalmak ve bu vicdansız kişilerin maaşını vermek kolay değildir.
Zor koşullarda üretmek , kahramanca satmak , cesurca tahsilat yapmak ve vicdanla maaş vermek her kişinin değil er kişinin işidir. Bunca doğal afetlerin , savaşların ve siyasal baskıların olduğu bu hal ve durum ; bir takım zübükler ve haramzadeler adına davulun sesi onlara uzaktan hoş geliyor.
Bir katma değer üretmeyen ve aylak aylak dolaşanlar iş adamlarına ,şantaj, kumpas, dinleme ve iftira atarak pay sahibi olmanın edepsizliğini yapıyorlar.
Bunlar devalüasyon , faiz , döviz , kur farkı , resesyon, enflasyon , maliyet artışı, vergi zammı, cezalar, ve siyasi riskler nedir bilmez ve anlamazlar. Bunlar gıybet politikasını ve ironiyi en iyi şekilde yaparlar. Bu varlıklar parazitsel demagoglardır.
Eğitim ve öğretinin zayıf olduğu bölgelerde fitnelik , fesatlık hasetlik ve kıskançlık ön plana çıkıyor. Urban bölgelerinde yaşayanların bir çoğunun kronik hastalığı budur. Cehaletin yüksek olduğu yerlerde bu panzehirler yaşam buluyor. Bu cehalet virüs ve kanser gibi insanların beyinlerini ve kalplerini kemiriyor. Bu cehalet hastalığına bulaşanların hiçbir düşü, hayali ve ideali yoktur. Yaşam hayatlarında realiteye yönelik hedefleri ve beklentileri yoktur. Bunların bir çoğu yaşayan fiziksel ruhlardır. Bir çoğunun ruhları sönmüştür. Geleceğe ışık tutacak ve yön verecek bir hayalleri yoktur. Beyinleri pas tutmuş ve iflas etmiştir.
Toplum içerisinde temyiz gücü ve mümeyyiz özelliği olmayan bir müptezellik gösterirler. Beyinleri ve ruhları iflas etmiş bu varlıkların şizofren ,mitoman ve psikotek durumları vardır. Tiyatro oynamaktan, senaryo çizmekten ve vurgu kurmaktan ve perde arkasında rol yapmaktan dolayı düşünceleri ve fikirleri yok olmuştur.
Mekkeli müşriklerin her gün darun nedve’de toplandığı gibi karanlık barakalarda, dağ evlerinde, gizli saklı köşelerde ve bağ evlerinde alçak planlarını ve filmlerini yazalar ve çizerler. İşte bunlar günümüzde 12-13 yüzyıllar arasında var olan cavlaki tarikatının tam bir kopyasıdır.
İş adamlarına yönelik bu tarz eylemlerde bulunanlara karşı topluca boykot yapılmalıdır. Gerekirse karantinaya alınmalıdır. Toplumun huzur ve güvenliğini zedeleyen , barış güvenliğini bozanlara karşı daha sert tavırlar ve önlemler alınmalıdır. Daha ağır cezalar verilmelidir.
Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN’ın iş adamlarına ve kişilere yönelik kumpas, karalama, iftira, şantaj ve asılsız haberler yapanlara yönelik yeni yasal ağır cezalar getirmelidir. Sn Başbakan Binali Yıldırım ve Adalet Bakanının talimat vererek hakim ve savcıların daha duyarlı olmalarını talep etmelidir.
BİR CEVAP YAZ