26 Aralık 2017, 2:29: tarihinde eklendi

BU DEVİRDE İŞ ADAMI OLMAK

BU DEVİRDE İŞ ADAMI OLMAK

Çomak ellerinde dolanıyorlar.  İnsanları  davul yapıp köşe bucak çalıyorlar.  Ellerinde yay gibi sündürüyorlar.  Ağızlarında   çiklet gibi çiğniyorlar.

Cemiyet içerisinde yaşanan olaylara bakıldığında sayısız insanlar  linç ediliyor.  Bin bir çeşit zorluklara ve sıkıntılara göğüs geren iş adamları tutarsızca hedef haline getiriliyor. Binlercesine  iş  , aş , ekmek ve istihdam sağlayan  değerlerimiz  yargısız infaz ediliyor. Milyonlarca fakir ve fukaraya ek kapısı olan  öncü  müteahhitler, sanayiciler, şirket sahipleri ve  holding sahipleri  basın, yayın ve sosyal medyada aşağılanıyor ve itibarsız hale getiriliyor. 

Ülkenin kalkınmasında, büyümesinde ve güçlenmesinde tek pay sahibi olan iş adamları bir takım onur ve şeref yoksunu kişiler tarafından adaletsiz , hukuksuz , yargısız ve haksız negatif eleştirilerde bulunuyor. Kendilerince yargılama yapıyorlar. Kendilerini  şehrin avukatı ,  hakimi ve savcısı  zannediyorlar.  Her gün cadde ve köşe başlarında iş adamlarının muhasebeciliğine   soyunuyorlar.  Onlar adına   hesap uzmanı kesilip ahkam kesiyorlar.

Toplumda sevilen ve başarılı insanları   sevilmeyen insanlar görünce kıskançlıktan deliye dönüyorlar. Tahammülsüzlük ,  saygısızlık ve çekememezlik hepsinin birer çomağı oluyor.  Kin ,  nefret ve öfke  hepsinin ortak birer yemi ve gıdası  olarak yaşıyorlar.

Yeni dünya düzeninde ve hızlı değişimin olduğu   bu devirde iş adamı olmak gerçekten de çok zordur. Her şeyin anlık değişken olduğu ve ortamın sabun gibi kaygan olduğu bu dönemde ayakta kalmak ve bu vicdansız kişilerin maaşını vermek kolay değildir.

Zor koşullarda  üretmek , kahramanca satmak , cesurca tahsilat yapmak ve vicdanla maaş vermek her kişinin değil er kişinin işidir.  Bunca doğal afetlerin , savaşların ve siyasal baskıların olduğu bu hal ve durum ;  bir takım zübükler ve haramzadeler adına davulun sesi onlara uzaktan hoş geliyor.  

Bir   katma değer üretmeyen  ve  aylak aylak dolaşanlar  iş adamlarına ,şantaj, kumpas, dinleme ve iftira atarak pay sahibi olmanın edepsizliğini yapıyorlar.

Bunlar devalüasyon , faiz , döviz , kur farkı , resesyon, enflasyon , maliyet artışı, vergi zammı, cezalar, ve siyasi riskler nedir bilmez ve anlamazlar.  Bunlar gıybet politikasını  ve ironiyi en iyi şekilde yaparlar. Bu varlıklar  parazitsel demagoglardır. 

 Eğitim ve öğretinin zayıf olduğu bölgelerde fitnelik ,  fesatlık hasetlik ve kıskançlık ön plana çıkıyor.  Urban bölgelerinde yaşayanların   bir çoğunun kronik hastalığı budur. Cehaletin yüksek olduğu yerlerde   bu panzehirler yaşam buluyor.  Bu cehalet virüs  ve kanser gibi insanların beyinlerini  ve kalplerini kemiriyor. Bu cehalet hastalığına bulaşanların  hiçbir düşü, hayali ve ideali yoktur.  Yaşam hayatlarında realiteye yönelik hedefleri ve beklentileri yoktur. Bunların bir çoğu yaşayan  fiziksel ruhlardır. Bir  çoğunun ruhları sönmüştür. Geleceğe ışık tutacak ve yön verecek bir hayalleri yoktur. Beyinleri pas tutmuş ve iflas etmiştir.

Toplum içerisinde temyiz gücü ve mümeyyiz  özelliği olmayan bir müptezellik gösterirler. Beyinleri ve ruhları iflas etmiş bu varlıkların şizofren ,mitoman ve psikotek  durumları vardır. Tiyatro oynamaktan, senaryo çizmekten ve vurgu kurmaktan ve perde arkasında rol yapmaktan dolayı düşünceleri ve fikirleri yok olmuştur.

Mekkeli müşriklerin her gün darun nedve’de toplandığı gibi  karanlık barakalarda, dağ evlerinde, gizli saklı köşelerde ve bağ evlerinde alçak planlarını ve filmlerini  yazalar ve çizerler.  İşte bunlar günümüzde   12-13  yüzyıllar arasında  var olan cavlaki  tarikatının tam bir kopyasıdır.

İş adamlarına yönelik bu tarz eylemlerde bulunanlara karşı topluca boykot yapılmalıdır. Gerekirse karantinaya alınmalıdır.  Toplumun huzur ve güvenliğini zedeleyen ,  barış güvenliğini bozanlara karşı  daha sert tavırlar ve önlemler  alınmalıdır. Daha ağır cezalar verilmelidir.

Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN’ın iş adamlarına ve kişilere yönelik kumpas, karalama, iftira, şantaj ve asılsız haberler yapanlara yönelik yeni yasal  ağır cezalar  getirmelidir.  Sn Başbakan  Binali Yıldırım  ve Adalet Bakanının talimat vererek hakim ve savcıların daha duyarlı olmalarını talep etmelidir.

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *