11,1 NOMİNAL ARTIŞ ORANI
Öyle garip bir dönemden geçiyoruz ki bir çok basın yayın grubu ve köşe yazarları beyinlerini ve kalemlerini ipotek vermiş. Adeta birilerinin emir kulu gibi yazıyor ve çiziyor. Tarafsız ve bağımsız olarak doğruyu yazanlara diyecek hiçbir sözümüz olamaz. Habercilik anlayışı verilen paranın oranı kadar yazılıp çiziliyor. Bilgi kirliliği medyada diz boyu devam ediyor. Şayet birilerinin emri altında hareket edilmez ise siyasi ve ticari olarak linç kampanyasına dönüşüyor. Öyle bir konuma geliyor ki ya benden olacaksın veya bertaraf olmak durumunda kalacaksın. Herkes doğruları yazarsa ve gündeme getirirse ülkemizi daha iyi noktaya taşımış oluruz. Yağdanlık yaparak veya korkarak bir yola varamayız. Yağdanlıkların ömrü güneş zuhur olunca hükümsüz olur.
Kiralık kalemlere ve yandaş isimlere bakıldığında 11,1% öylesine abartılıyor ki ; sanki Türkiye üretim ve dış ticaret, oranlarında reel olarak büyümüş ve önceki yıllara karşı büyük bir atak yapmış gibi hava estiriliyor. Hepimizin gönlü ister ki ülkemiz şahlansın , büyüsün , kalkınsın , şanı ve itibarı yükselsin. Bu hepimizin ittifak ettiği ulusal bir anlayış ve duruştur.
2017 yılının 3, çeyreğinde elde edilen Tüik rakamlarına göre nominal artış 25% bazındadır. Satış ve fiyatlar 25% bazında artış gösterirken bunun gayrisafi yurt içi hasıla üzerine yansıması 11,1% olarak açıklandı. Devletin vatandaş üzerinden aldığı paralar , vergiler, cezalar ve çeşitli ödemeler yansıması doğal olarak enflasyon bazında nominal olarak artış göstermiştir.
2016 yılında 862 milyar dolar eden GSYH ; bu 2017 yılı 11 aylık olarak 615 milyar dolar yapıyor. 862 milyar üzerine 11,1% artış korsanız 957 milyar dolar yapar. Eğer GSYH 957 olursa reel büyüme görülebilir. 2016 yılının değerini bile yakalama şansımız yok. Toplumu yanılmanın hiçbir kimseye faydası yoktur.
Bu konunun altını bir kez daha burada çizmek istiyorum. 2017 yılında üretimde ,sanayide, ve ticarette yakalamış olduğumuz performansın üzerine 2017 yılı sonu itibariyle çıkamadık. Ey bire gafiller ordusu; üretim ve ticaretin enflasyon bazında genişlediği bir dönemde nasıl oluyor da reel olarak büyümeden bahsede biliyorsunuz. Bu 11,1% reel büyümenin yansıması toplum içerinde nerede.? Madem ki reel olarak büyüyoruz neden vergiler, zamlar, fiyatlar, ödemeler ve faizler artıyor. Büyüyen bir devlet zam yapmaz. Vatandaşına büyümeyi pay olarak dağıtır. Asgari ücreti artırır. Vergileri düşürür. Yatırımları hızlandırır. Faizleri düşürür. Kendi ulusal para birimi döviz karşısında güçlenir. Ulusal paramız son 2 yıl içerinde döviz karşısında iki katı değer kaybetti. Millet ve devlet olarak geriledik.
Ancak 11,1% artış ve reel büyümeyi devlet veya belediyeler tarafından her yıl ihale alanlar aynı yolu yıl içerinde 3 defa ihaleye çıkaranlar mutlak olarak büyümüşlerdir. Onların payları ve hisseleri çok yüksektir. Sanayicinin 2017 yılında 11,1% büyümesi hayallerde kaldı.
Tarım , hayvancılık ve sanayi büyüme görülmüyor. Büyüme konut sektöründe görülüyor. Nedeni ise yabancılar için karlı yatırım görülüyor. Yerel para biriminin bu kadar değer kaybettiği dönemde yabancı yatırımcılar emlak sektörünü tercih ediyor. 2 yıl öncesi 100.000$ karşılığı 170,000 TL yaparken şimdi 390,000TL yapıyor. Borsadaki dövizi olanlar bozdurarak konut üzerine dönüş yapıyorlar. Buda yatırımcılar adına rasyonel yöntem olarak izliyorlar.
Netice itibariyle ballandıra ballandıra anlatılan bir büyüme yoktur. Şayet varsa cebimize giden artı bir yansıma görülmüyor. Her yerden kuşatılmış olarak devlete her fert para ödüyor. Devletimiz para toplama noktasında taviz vermiyor. Vatandaşın tepesinde kartal kesiliyor.
2017 yılında millet olarak sanayi, ticaret, stres ve depresyonda 11,1% olarak yaşlandık.
YUSUF UZUN
İSTKOP BAŞKANI
BİR CEVAP YAZ